Türkiye’nin nükleer geçmişi

31 Mayıs 2011,  Seda nur Çınar (AHDER)- Türkiye’nin nükleer enerjiyle haşır neşir geçmişi 1950’li yıllara dayanıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer enerjinin barışcıl kullanımına ilişkin bir  program başlatılıyor ve 1956’da Başbakanlığa bağlı Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu kuruluyor. Türkiye 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) üye oluyor. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne 1962’de ilk nükleer reaktör ABD tarafından hibe ediliyor. Türkiye’de elektrik üretimi amacıyla kurulması planlanan nükleer santral etütleri 1967-1970 yılları arasında yapılıyor. 

1975-1976 yıllarında Ecevit-Erbakan koalisyon hükümeti döneminde nükleer santral konusu yeniden gündeme geliyor ancak görüşmelerin sonuçsuz kalması ile rafa kaldırılıyor. 1982-1985 yıllarında yap-işlet-devret modeliyle nükleer santral yapımı tekrar tartışılmaya başlanıyor ve son olarak 1998-2000 yılları arasında gündeme gelen nükleer santral yapımı hem ihaleye katılacak firmaların baskıları hem kamuoyunun çekinceleri hem de rüşvet iddiaları ile bir başka bahara kalıyor.

1982’de kurulan ve nükleer santral kurulması için lisans verme yetkisi bulunan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), 2002 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlanıyor. İki sene sonra Bakanlık ve TAEK, üç nükleer reaktörün inşasına 2007’de başlanacağını ve 2012’de işletmeye açılacağını duyuruyor.2006 yılında Nükleer santrallerinin kurulması ve işletilmesi ile enerji satışına ilişkin kanunun çıkarılmasının ardından 2011 yılında, Rusya hükümeti ile  Akkuyu  Nükleer Santrali’nin yapılması ve işletilmesine dair anlaşma imzalanıyor.