Ahşap yapılar daha esnek ve sağlam

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi Cenk Demirkır’ın yaptığı araştırmaya göre, ahşap yapılar esneklikleriyle depremin biriken enerjisini dağıtarak depremlerde betonarme yapılara göre daha iyi performans gösteriyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürsel Çolakoğlu’nun danışmanlığını yaptığı, araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi Cenk Demirkır’ın hazırladığı, “Ahşap İskeletli Yapıların Deprem Performansı” konulu çalışmada, geçmişte dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen depremlerde bu tür yapıların gösterdiği performanslar incelenerek, Türkiye için ahşap çerçeveli yapıların anlamı ortaya çıkartıldı.

Ahşap binalar daha güvenli

Prof. Dr. Çolakoğlu, “Özellikle ahşap ve ahşaptan üretilmiş levhaların yapı içerisindeki kullanım oranının yüzde 90’a ulaştığı bina tasarımlarında, çok daha şiddetli depremlerde meydana gelen kayıplar çok daha az olmaktadır. Bunu sadece ABD’de olan depremlerdeki ahşap yapıların durumuna bakarak da görmek mümkündür” dedi.

Prof. Dr. Çolakoğlu, ahşap yapının, kereste ve yapısal levhaları birleştirerek sağlam ve yapımı hızlı duvar, döşeme ve çatı bileşenlerini meydana getirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bileşenler dayanıklı, birleştirilmesi ve yalıtımı kolaydır. Diğer yapı malzemelerine göre, depreme karşı önemli avantajları olan ahşap yapı, depremde daha güvenli yapı sistemlerindendir. Ahşap, sağlam ve hafiftir. Ahşap yapı iskeletinde çok sayıda eleman ve çivili birleşme yeri olduğundan kuvvetleri absorbe eden çok miktarda yük yolu vardır. Ahşap yapılarda kullanılan bağlantılı birleşme yerleri depremin enerjisini dağıtmak için elverişlidir.”

Ahşabın eski çağlardan beri kullanılan önemli bir yapı malzemesi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Çolakoğlu, Türkiye’de ahşap taşıyıcı sistemler yaklaşık 40-50 yıl öncesine kadar yaygın bir şekilde inşa edildiğini, ancak betonarme yapım tekniğinin ortaya çıkması ve gelişmesi ile birlikte ABD, Kanada, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin aksine ülkemizde ahşaptan uzaklaşıldığını belirtti.

“Ahşap iskeletli yapının önemi bilinmiyor”

Prof. Dr. Çolakoğlu, Türkiye’nin ahşap iskeletli yapı, bu tür yapılarda kullanılan ahşap kökenli elemanlar ve bu malzemelerin deprem performansları konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığına dikkati çekerek, “Bu tür çalışmaların geliştirilerek artırılması durumunda daha güvenli ve doğal konutların ortaya çıkması sağlanabilecektir. Ahşap ve inşaat konusunda uzman kişilerin bu konu üzerinde birlikte çalışması daha iyi sonuçların alınabilmesi açısından önem arz etmektedir’ dedi.

Demirkır, Türkiye için uygun ağaç türlerini tespit edecek

Depreme dayanıklı ahşap konutların geliştirilmesi konusunda çalışmak ve bilgi paylaşımı için dünyanın sayılı laboratuvarlarından biri olan Kanada’daki FORİNTEK Enstitüsü’ne kabul edilen Cenk Demirkır, Türkiye için uygun ağaç türlerinin tespiti konusunda çalışacağını belirtti.

Ahşabın esnekliği depremde biriken enerjiyi dağıtıyor

Demirkır, ahşap sistemlerin yığma ve betonarmeye göre doğal şekilde daha esnek olduklarını ifade ederek, “Esneklik, yapının çökmeden akabilme ve şekil değiştirebilme kabiliyetidir. Depremin ani şekilde oluşturduğu yüklere karşı binalarda eğilebilirlik ve bükülebilirlik istenen bir özelliktir. Bu özellikler binanın depremde biriken enerjiyi dağıtmasını sağlar” dedi.
Yapısal bir materyal olarak ahşabın deprem performansı konusunda diğer materyaller üzerinde bazı avantajlar sağladığını anlatan Demirkır, şunları ekledi:
“Ahşap güçlü fakat hafiftir. Böylece zemin hareketleri diğer yapı lardaki gibi ahşap yapıda büyük bir enerji oluşturmaz. Ancak, ‘ahşap ev hangi durumda olursa olsun depreme dayanıklıdır’ demek bilimsel görüşten uzaktır. Yapısal tasarımları mühendislik bilimleri dikkate alınarak yapılmalıdır.”