Dünyadan ilham verici paylaşım ve takas hareketi örnekleri
Dünyanın her yerinde kentliler, kentin şekli ve işlevi ile ilgili daha fazla sorumluluk üstlenmeye başladılar. Aynı eğilimin Türkiye’de de yükseldiğini açıkça görebiliyoruz. Kentliler olarak ihtiyaç duyduğumuz hizmetleri kendimiz üretmek, yaşadığımız bölgedeki doğal ve kültürel kaynaklara sahip çıkmak, takas sistemleri kurmak; başka bir deyişle kentli olarak yaşamımızla ilgili inisiyatif kullanmak konusunda içgüdülerimiz çoktan harekete geçti.
Yaşadığımız bölgede paylaşım ekonomisi kurmak üzerine yoğun beyin fırtınası yaptığımız şu günlerde, dünyadaki örnekler de bize ilham verebilir.
Paylaşım hareketine dair dünyadaki dikkat çekici örnekler
Pop-Up Tohum ve Bilgi Paylaşım İstasyonları
Hawaii’de başlayan tohum paylaşım istasyonları ABD ve Kanada’ya da yayıldı. Bu istasyonlar, kent bahçecileri için tohum takas imkanın yanı sıra daha verimli bir şekilde meyve ve sebze yetiştirme teknikleri konusunda da bilgi takas imkanı sunuyor. Eating in Public adlı oluşum tarafından başlatılan bu istasyonlara bir yenisini eklemek isteyenler için Pop-Up takas istasyonu kurma rehberi -web sitesinden indirilebiliyor- de hazırlanmış. Bu rehbere göre istasyonlar, daha fazla kişiye ulaşabilmesi için trafiği bol olan noktalarda kurulmalı. Her istasyonda zarflar ve kalemler bulundurulmalı ki tohumlar kolayca sınıflandırılabilsin ve üzerlerine yetiştirme konusunda ipucu notları eklenebilsin.
Toronto Alet Kütüphanesi
Paylaşım ekonomisinin yükselişi, yeni bir sahiplenme biçimi de yarattı. Bu eğilimin bir örneği Toronto’da kurulan alet kütüphanesi . Toronto sakinleri, kullanılmadığı için depoda ya da garajda istifledikleri aletleri, onlara ihtiyaç duyabilecek kişilerin ödünç alabilmesi için ortak kullanıma sundu. Şimdi aynı projenin benzerlerini Kuzey Amerika, Avustralya ve Avrupa’da da görmek mümkün-ki bu tip projelerde kopyalanmak hem başarı göstergesi hem de mutluluk kaynağıdır!
Bu aletlerin herkes tarafından satın alınması, hem saklamak için evlerde daha fazla alan hem de yüzlerce dolar masraf gerektirecekti.
Tel Örgülerde Meyve Bahçeleri
Fruit Fence projesi, gıda üzerine “kendin yap” çözümlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Ekim çantaları sayesinde tel örgülerin, “dikey kent bahçeleri”ne dönüştürülmesi esasına dayanıyor.
Küçük ölçekli bu proje, kent yaşamında büyük bir etki yapabilecek potansiyele sahip. Herkes kendi şehrinde Fruit Fence sistemini uygulayabilir.
Geri dönüştürülmüş materyallerden yapılan çantalar kolaylıkla tellere asılabiliyor. Çantalardaki meyve ve sebzelerin bakımından, onları afiyetle yiyecek olan bölgedeki gönüllü topluluk sorumlu.
Fruit Fence’in yaratıcıları, işi ilerleterek bir de sensör tasarlamışlar. Çantalara yerleştirilen bu sensörler, oradan geçen insanlara bitkilerin su ya da gübre ihtiyacı konusunda uyarıda bulunuyor. Sensörlere alternatif olarak, gönüllü topluluk arasında kurulacak bir toplu SMS yöntemiyle de uyarı sistemi oluşturulabildiği belirtiliyor.
popupcity.net