Japonya 9 büyüklüğünde bir deprem beklemiyordu
9 büyüklüğündeki depremin ardından 10 metrelik dev dalgalarla boğuşan Japonya şimdi de Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki reaktörlerdeki patlamaları durdurup nükleer sızıntıyı önlemeye çalışıyor. Afet yönetiminin en gelişmiş olduğu ülkelerden biri olan Japonya, 9 büyüklükteki bir depreme hazır değil miydi?
17 Mart 2011, AHDER- İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Mikdat Kadıoğlu ile Japonya tarihinin en büyük depremini konuştuk. Kadıoğlu, Japonların depremi kuzeydeki Honshu’da değil Tokyo’da beklediğini, ayrıca bu büyüklükte bir deprem beklenmediğinden alınan önlemlerin yetersiz kaldığını Fukuşima Nükleer Santrali’nde patlamaların yaşandığını söyledi.
Japonlar depremi Tokya’da bekliyordu
Japonya’da bu büyüklükte bir deprem bekleniyor muydu?
Japonya’ya gittiğimizde, Japonlar deprem konusunda Tokyo üzerinde yoğunlaşmışlardı, her zaman Tokya’da beklenen depremin etkileri üzerine konuşuyorlardı. Daha kuzeyde 9 büyüklüğünde bir deprem beklemiyorlardı, hatta Tokyo’yu deprem sonrası yeniden nasıl inşa edeceklerini planlamışlardı.
Tsunamiye önlem olarak, kıyıdaki limanlarda açılıp kapanan 2 metrelik çelik duvarlar inşa edilmişti. Ama tabi 10 metrelik dalga bekleseler bile, saatte 500 kilometre hızla ilerleyen dev bir su dalgasını duvarlarla engelleyebilmek pek mümkün değil.
Depremin büyüklüğünden dolayı yapılan hazırlıklar yetersiz kaldı
Yine 40 yıl önce nükleer santral inşa ederken, o bölgede büyük bir deprem ve tsunami beklemiyorlardı. Nükleer santrallerde elektrik kesildikten sonra jenaratörler devreye giriyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 2005 yılında yaşanan Katrina Kasırgası’nda da, hastane, otel gibi birçok yerde jeneratör sistemi vardı. Ama bütün jenaratörler alt katlara konulduğundan sel suları yüzünden devre dışı kaldı. Amerikalılar, afet ve acil durumlarda hayati önem taşıyan jeneratör ve ısıtma gibi sistemlerin bodrum katlara konulmaması gerektiğini, üst katlara taşınması gerektiğini Katrina Kasırgası ile öğrendiler.
Aynı durumu Japonya’daki nükleer santral örneğinde görüyoruz. Her türlü önlem alınmış ama bir sel suyu geliyor ve tüm hazırlıkları yok ediyor.
Türkiye’nin tüm bunlardan alması gereken dersler var. İstanbul’da da yerleşim bölgeleri ile sanayi bölgeleri içi içe geçmiş durumda. Deprem Japonya’da görüldüğü gibi yangın, tsunami, nükleer patlama gibi ikincil afetlere neden oluyor.
“Tek başına Erken Uyarı Sistemi’ne bel bağlamamalı, afetlere hazırlanmalıyız”
Erken uyarı sisteminin ne gibi faydaları var?
Erken uyarı sisteminin orijinal adı “rapid response” yani hızlı müdahale sistemdir. Erken uyarı sisteminin amacı, insanların güvenli bir şekilde harekete geçip bir afet olmadan canını, malını koruyabilecekleri şekilde uyarılmasıdır. Fay hatlarının yakın olduğu yerler, tsunami dalgalarının çok çabuk ulaşacağı yerlerde erken uyarı sisteminin pek fazla işe yaramadığını biliyoruz.
Büyük bir deprem olduğunda önce bir P dalgası geliyor, sonra fay hattının uzunluğuna göre S dalgası gelip yeryüzünü sallıyor. Bu aradaki zaman, erken uyarı olarak adlandırılıyor. Fay hatlarının yakın olduğu yerlerde bu sistem pek bir şey ifade etmiyor. Ancak Erken Uyarı Sistemi doğal gazı, elektriği, fabrikalardaki kimyasal üretimi durdurmada otomatik bir sistem gibi kullanılabilir. İnsanlara 1-2 dakika sonra deprem olacak dediğiniz zaman bu daha büyük bir kaosa neden olabilir.
Erken Uyarı Sistemi, deprem sonrası ikincil afetler için kurulmuş bir sistem. Bu afetlere hazırlanmayın anlamına gelmiyor. Erken Uyarı Sistemi’ne bel bağlamayıp birey ve toplum olarak afetlere karşı hazırlık yapmamız gerekiyor.
Tsunami Uyarı Sistemi’nde ise daha farklı bir sistem söz konusu. Dalganın bir feç (fetch) uzunluğu var. Dalganın okyanustan kıyıya ulaşana kadar büyüyerek geliyor, okyanusta binlerce kilometre yol kat ediyor. Bu mesafe ne kadar uzunsa dalganın boyutu o kadar büyük oluyor. İşte Tsunami Erken Uyarı Sistemi, dalganın kıyıya ulaşması süresi içinde insanların tahliye edilmesi için kullanılıyor.
Marmara Denizi’nde olası bir depremden sonra tsunami olma olasılığı var mı?
Marmara’da deprem sonrası oluşabilecek tsunami ile ilgili çeşitli iddialar var. Deprem sonrası Marmara’da 5-6 metre dalga oluşacağını öngörenlerde var, yarım metre olacağını öngörenlerde. Afet yönetiminde, en kötü senaryoya göre hazırlık yapılır, en iyisinin olması için dua edilir. 5-6 metrelik bir tsunami olacaksa, bu 100-150 metrelik kıyı alanının tehlike altına girmesi anlamına gelir. Dolayısıyla bu durumda, kıyıların toplanma alanı olarak kullanılmaması gerekir. Tehlikeyi küçümsememek gerekiyor. Deprem sonrası dalgalar 5-6 metre olmayacaksa da 5-6 metre dalgalar olacakmış gibi hazırlık yapmak gerekiyor.